6 Şubat 2011 Pazar

O GECENİN ARDINDAN...




Herkes iki dirhem bir çekirdek... Otuz yıl öncesinden kopup gelen bir duygu seli...
Yüzlerde tebessüm, daha da ötesi, ağızlar kulaklarda. Rengarenk bir gece bu; karanlık ne kelime...
Kapıdan girersin, her duyduğun sese, her güldüğün yüze sarılırsın; her gönüldeki sıcağı duyarsın..
Herkes güzel, canlı, umutlu, saygılı, sevgili... Hüzünler, sorunlar, hayat mücadelesi kapının dışında kalmış, içeri giremiyor...

Bir hikaye anlatılır, coşkuyla, dillere dolanmış yıllarca. Bir hikaye ki otuz yıldır tükenmeyen ve sonu görünmeyen... Bir sinerji ki, insanı yücelten, çoğaltan, ikiyle değil üçle beşle çarpan... Kimler gelmiş kimler geçmiş bu sıralardan, bu kapılardan... Bizim de yollarımız bir şekilde kesişmiş, yetmişaltıda, hayatımızın baharında... Gerçi bize hala bahar, yılların ne önemi var...

Arada kayıplarımız olmuş, çok acımış yüreklerimiz, tuz basılmış yaralara; ateş daha
çok düştüğü yerleri yakmış; onları en güzel gecede sevgiyle, hasretle anmışız...
Uzun yıllar, belki bir ömür geçirmişiz birbirimizden habersizce. Savrulmuşuz sağa sola gençlik ateşiyle, enerjisiyle. Kanımız deli akarmış o zamanlar...




Kimi mesleğini icra etmiş hakkıyla, kimisi farklı dikiş tutturmuş hayatın çapraşık yollarında.
Kimi öyle, kimi böyle yürümüş, bugünlere gelmişiz.
İşte yine pembe binada buluşmuşuz. Dili olsa da konuşsa dediğimiz her bir taşında sıra sıra oturduğumuz, duvarlarında bir zamanlar "DevGenç", "Tek Yol Devrim" yazan pembe renkli binamızın
yeni ilavesi havuzbaşındayız. Devrimi ülkede mi yoksa hayatımızda mı yapmışız; ya da hiç yapamamış mıyız... Yoksa sadece rüzgar bizi önüne katıp sürüklemiş mi?
İşe güce dalmışız; yaşamla savaşmış, boğuşmuşuz; çoluğa çocuğa karışmış, sevgiler büyütmüşüz hepimiz. Bir hır bir gürle geçmiş yıllar gözümüzün yaşına bakmadan.

Şu anda gamı kasaveti kapı dışarı edip, birkaç saatliğine çocuk olmuşuz, gençleşmişiz,
şakalaşıp gülmüşüz şen şakrak... Hocamız da dedi ya, ele avuca sığmamışız zamanında...
Bir o kadar da kıymetli bir sınıfmışız. Serde biraz hababamlık mı varmış ne ?




Aman canım herkes yine aynı işte, kimse değişmemiş ki.. Hiç yaşlanmamışız, sadece yaş
almışız hepsi o kadar. Delikanlılarda biraz kırlaşmış saçlar (kimi biraz dökülmüş mü ne, gece pek belli olmuyor), kızlar bu konuda biraz şanslı tabi (kozmetik sağolsun). Sonra gözlerde yakın gözlükleri ; sadece gülünce yüzlerde beliren incecik çizgiler; kiminde fazladan birkaç kilo, falan, filan..
Hiç mi hiç değişmemişiz canım. Bizde bu sımsıcak yürekler, yüzlerde gülücükler
olduktan sonra... Şimdi geçen yıllara inat kadeh kaldırıyoruz birlikte; birbirimize ve
ismi lazım değil birilerinin şerefine...

Hadi bir otuz seneye daha var mısınız? Hep beraber, elele...
Hep gülmek; hayata gülümsemek dileğiyle...
Tekrar buluşana dek, sevgiyle kal Kimya 76...


Bingül Egemen
29.Ocak.2011

6 yorum:

  1. Canım arkadaşım 76-Kimya seninle güzel.

    YanıtlaSil
  2. Kalemine sağlık canım...Ben bir otuz seneye daha varım...

    YanıtlaSil
  3. Ne güzel ifade etmişsin,benimde hissettiklerimi....

    YanıtlaSil
  4. Bingül, eline sağlık gene ne güzel ifade etmişsin herşeyi. .. Sorunun yanıtı ; "bir otuz seneye daha" biz varızda , duyan olursa !

    YanıtlaSil
  5. Can arkadaşlarım.. varız tabiii 30 senelere.. Ne güzel, duygularımızı bu kadar güzel yazıya döken Bingül'ümüz var.. İyiki sizler varsınız.. Kucak dolusu sevgilerimle

    YanıtlaSil
  6. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil