19 Ekim 2012 Cuma

MAÇKA'DA ZAMAN...





      Elimi uzatsam tutabileceğim sanki uzaktakileri... Uzaktakiler bazen o kadar yakın ki... Çam ağaçlarının dalları arasından seyrediyorum, güneşin pırıltılarıyla kıvrılan dalgaları ve arkasında beyaz köpükler çıkararak ilerleyen boğaz vapurlarını... Denize ve Maçka parkına bakıyorum kuş bakışı... Bir yandan kahvemi yudumluyorum ve her yudumda anılar canlanıyor gözümde. Telvenin fincandaki hali gibi, yıllar yüreğime çöküyor. Fakültenin sık ağaçlı karşı kaldırımı, eskiden sakin ve ıssızdı. Şimdi burada salaş, tahta masalı bir çay bahçesi var. Otuz yıl sonra, değişen yüzleri ve kimlikleri ağırlıyor artık. Burada fiyatlar hiç de öğrencilere göre değil. Oysa bu salaş görüntü yanıltıyor insanı. Yeniyetme kahve dünyalarından, özenti kafelerden farklı , öğrenci usulü bir yer gibi geliyor ilk anda... Çoğu genç, ellerine yapışmış gibi görünen telefonlarıyla o kadar haşırneşir ki, öğrenciyken biz nasıl haberleşiyorduk acaba diye düşünüyorum... Dili olsa da konuşsa dediğim kaldırımları, ben, yıllar önce arşınlamışım yüzlerce kez... Şu delikanlıyla yanındaki gençkız bilemez ki; o günlerin heyecanını, çekingenliğini, kargaşasını, saflığını, sıcaklığını, masumiyetini... Markasız , isimsiz, gösterişsiz kantindeki kuru bir tostun ve bir bardak çayın tadını... Bazı detaylar fazlasıyla değişse de, o güzelim bina tüm haşmetiyle yerinde duruyor, asırlara inat, kök salmış Maçka’ya...Köşedeki anfinin camlarında aşina yüzler mi gördüm bir an?..

      Şu masaları dolduran gençlere haykırmak geliyor içimden... Bugünlerinizin ve okulunuzun kıymetini bilin ve her anın, her dakikanın hakkını verin. Zaman çok hızlı akıp gidiyor; inanın göz açıp kapayıncaya kadar... Maçka bizim yeni filizlenen umutlarımız, bir kuş gibi uçup giden gençliğimiz, anılarımızdı. Kapatın avuçlarızı; ya da hapsedin yüreğinizde; başarabilirseniz siz kaçırmayın onu...

      Kaçsa da, kaybolsa da bir süre; eskiyerek güçlenen dostluklara sahip çıkın yakaladığınızda...

      Tıpkı bizim gibi...



Bingül- Ekim 2012



2 yorum:

  1. Aralık 08, 2013
    Bursa - İzmir Karayolu

    Böyle itina ile hazırlanmış bir yazıya hiç yorum yapılmaması gerçekten garibime gitti. Kimbilir belki de 1972-1973 Akademik yıl içinde İTÜ Taşkışla İnşaat Fakültesinde okurken her Çarşamba günü öğleden sonra 15-20 kişilik grup halinde Jeoloji dersi için İTÜ Maçka binasına çok keyifli bir yürüyüş hatıralarım gözümün önüne geldi bu yazı ile 40 yıl öncesi. Hocamız Prof Erguvanlı çok iyi bir insandı. Genç sayılabilecek bir yaşta kaza sonucu aramızdan ayrılmış. Ayrıca Fizik Laboratuvarı da bu binada idi diye hatırlıyorum. Değişiklik olsun diye bazı Çarşamba günleri erken gider öğle yemeğini Maçka'da yerdik İTÜ kantininden. Güzel bir çalışma, tebrikler.

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkürler Rıza bey... Ben güzel yorumunuzu atlamış ve cevap vermeyerek ayıp etmişim. Sağolun, çok özür...

    YanıtlaSil